top of page
Yazarın fotoğrafıErtan Balaban

Mens Fitness OCAK - ŞUBAT 2023



40 yaşıma sayılı haftalar kala kendimi bir maceranın içine atmaya karar verdim. Hayatım boyunca farklı sporlar yaptım ve hep fit bir görüntüye sahip olmuştum. Spor yapmalısın dediğim tüm arkadaşlarım ve daha fit olmasını söylediğim birçok insan hep sen sporcusun senin bunu yapman kolay benim bu yağ oranımdan geriye gelmem çok zor diyordu bana. Bende önce hayatımın en kötü formuna daha sonra da en iyi formuna girmeye karar vererek bunun mümkün olduğunu herkese ispatlamak istemiştim.


Bu süreç bana sadece fiziksel olarak hayatımın en iyi formunu vermedi, aynı zamanda kafaya bir şeyi koyarsam yapabileceğimin özgüvenini de bana yüklemişti. İradeli davranabilmek ve birşeylere hayır diyebilmek gerçekten zor bir şey ama insan isterse bedenine hatta beynine hükmedebilir diye düşünüyorum. Bizi mutlu eden ufak şeylerin peşine düşeceğimize bizi çok daha fazla mutlu edebilecek büyük hedeflerin peşinde gitmemiz gerektiğiniz kendime ve beni takip eden herkese ispatmakdı amacım.


Her hafta Youtube 'da haftamı paylaşarak Fighter 2 Builder adında bir seri yaptım, her gün instagramdan bu süreci takipçilerimle paylaşarak 40 yaşımı temsilen #Balaban40challange adında bir hashtag ile antrenmanlarımı paylaşıyordum. Git gide bana yazan ve benimle spora başladığını söyleyen insanların sayısı arttı. Tahmin ettiğimden çok daha büyük bir destek gördüm ve bu beni oldukça motive etti.


Yalan söylemeyeceğim bu kadar zor bir süreci herkesin yapabileceğini düşünmüyorum ama eminim hepiniz kendinizin en iyi formuna girmek için elinizden gelen gayreti gösterirseniz sonuç sizi çok mutlu edeceğine eminim.


Size biraz bu süreçten bahsetmek istiyorum;


Açık söylemek gerekirse kötü forma girmek de en az forma girmek kadar zordu çünkü yazın 3 ay boyunca sadece fazla kalori alarak ve hiç hareket etmeyerek hayatımın en kötü formuna girmiştim. İnanın bir süre sonra tansiyon, anxiyete ve şeker gibi birçok problem yaşamaya başladım. Kendimi o kadar kötü hissediyorumdum ki ne fiziksel olarak ne de mental olarak hiç bir şey yapmak içimden gelmiyordu. Bu yorucu süreçten çıkmak benim için git gide zorlaşıyordu. Her geçen gün sanki çıkmayacağım bir bataklığa girmiş gibiydim. Hatta bir ara hiç çıkmayacağımı bile düşünmeye başlamıştım.


Haziran Ağustos ve Eylül aylarını bodrumda geçirdim. 95 kiloya kadar çıktım ve yağ oranım %23 lere kadar çıkmıştı. İlk defa aynaya baktığım zaman eski Ertan'dan eser yoktu...kendimi tanıyamıyor ya bu formdan çıkmazsam diye korkmuyor değildim.


Ekim ayı başında değişim için kolları sıvadım. Sadece beslenme değil hayatımda birçok alışkanlığı aynı anda değiştirmek kolay olmayacaktı. Bu süreç için Mustafa Yıldız hocamdan antrenman programları aldım, sağ olsun bana profesyonel yarışmacı gibi bir program yazdı ve Diyetisyen Hasan Keçeci tüm süreçteki kalorilerimi, yağ oranlarımı bana hafta hafta destek oldu.


Pazartesi sabahı kalktığımda evime aldığım bisikletin üzerine çıkmıştım ve önümüzdeki 12 hafta boyunca beraber bolca vakit geçireceğimizi biliyordum. İlk kardiyo antrenmanlarına başladığımda dakikalar geçmek bilmiyordu. Hatta başım döndü ve bisikletten indiğimde bacaklarım şişmiş, sanki havada gibi yürüyordum.


Akşam antrenmana gittiğimde ağırlıkları itmek benim için büyük külfetti ve sanki yıllardır sahip olduğum gücüm ellerimden akıp gitmişti. Stabilizasyonda ciddi sorun yaşıyordum.


Motivasyon'u her zaman yakalayabiliriz o yüzden başlangıçlar her zaman hızlı olur, ama bu sürece devam etmek ve bırakmamak gerçek bir disiplin gerektiriyordu. İlk tartıya çıktığımda etrafımdakiler bile benim ne kadar formdan çıktığıma şaşırmıştı, formumu bozmaya çalıştığım 3 ay galiba oldukça başarılı olmuştum.


Kendime söz verdim ve her gün aynada fotoğraf çekiyordum. Ne yalan söyleyeyim ilk ay kendimde hiç değişiklik görmedim ve bu beni oldukça de motive etti. Galiba değişim için daha çok zamana ihtiyacım vardı.


Kendime bu süreçten çıkmayacağıma söz vermiştim ama daha önemlisi instagram sayfamda ve youtube kanalımda içerikler yaptığım için takipçilerime verdiğim söz benim için kendime verdiğim sözden bile daha önemliydi. Artık geri dönüş yoktu!


1. ayın sonuna kadar carb-cycle yaptım; bu 1 gün karbonhidrat aldığım 2 gün ise hiç karbanhidrat almadığım oldukça zor ama yağları çok hızlı yaktığım bir dönemdi. Bu ekolu ancak 1 ay uygulayabilirdim çünkü hem fiziksel olarak hem de mental olarak çok zorlayıcı bir süreçti. Etrafımdaki insanlar benim gergin olduğumu söylemeye başladılar, gerçekten bende stresimi hayatımda ilk defa kontrol edemediğimi hissettim. Bedenimde ciddi bir değişiklik vardı ve bu beni hormonel olarak da etkilemişti. Ben hep açtım. Gerçekten aç geziyordum ve hep yağlarımın yandığını kendime hatırlatarak kendimi avutuyordum. Mustafa hocanın söyledikleri beynimde yankılanıyordu; aç değilsen yağ yakmıyorsun!


1. ay bittikten sonra sanki diyet bitmiş kadar rahatladım, bir avuç pilavın beni bu kadar mutlu edeceği hiç aklıma gelmezdi...2900 kalori bile benim için çok yeterliydi ve antrenmanlarımdan çok daha fazla verim almaya başladım. Psikolojim biraz rahatlamıştı, sağlıklı besleniyordum ama aç değildim. Bu süreci bu kadar zor geçirmesem 12 haftada değil bu forma ancak 20 haftada ulaşırdım.

Tüm takviyelerime bir dolap yaptım, her vitaminin, protein kaynaklarımın ve akşam yatarken aldığım takviyelerin saati vardı. Bu düzene girmek bile bir kaç haftamı aldı, ilk zamanlar herşeyi kağıda yazıyordum, birkaç hafta sonra her şey düzene oturmuş ben hepsini ezberlemiştim. Hayatımda öyle bir rutin vardı ki arkadaşlarımın sosyal aktivitelerine katılamıyordum, herkes eğlenmeye giderken ben yatıyor herkes uyurken ben her sabah kardio yapıyordum.

12 hafta boyunca haftada 6 gün kardiyo yapıyordum ama alt karnım zor gittiği için bir gün Mustafa hocam bunu 7 gün yapmamı söylemişti. Hiç bozmadım, her sabah o bisikletin üzerine çıktım. Süründüm ama yine çıktım! Eğer çıkmazsam beni takip eden insanlara yalan söylediğimi düşünmeye başladım. Dieti bozduğum 1 gün bile yoktu sadece bazı günler pirinçpatlağı üzerine şekersiz badem ezmesi sürerek nefsimi köreltiyordum. Bana bal gibi gelen bu yiyecekleri etrafımdakiler tatsız dediğinde deli olduklarını düşünmeye başladım. Yani aslında çok ufak tatlar bile beni mutlu etmeye yetiyordu.


2. ayı devirdiğimde sürece iyice alışmıştım ve aynanın karşısına geçtiğimde bedenimde bana değişmeye başladığımı söylemişti. Artık hiç bir şey bana zor gelmiyordu. Bu demektir ki insan her şeye alışıyor, ve nasıl zararlı şeyler bir alışkanlıksa iyi şeylerinde alışkanlık haline gelebileceğini anlamıştım. Sanki form bir anda geliyordu, ve ben her sabah kendimi farklı görmeye başlamıştım.


Bütün bunları yaparken bazı insanların çok yoğunum benim bunu yapmam zor dediğini duydum, fakat ben bu sürece girdiğimde 2 şirketimin de çok yoğun olduğu hatta yeni bir iş kurduğum bir döneme denk gelmiştim. Zamanı tutamıyordum, sabah 7 de başlayan mesaim akşam 11'lere kadar sürüyordu. Bu süreçte hayatı yaşamaktan çok koyduğum hedefe odaklanmıştım. Toplantıda kim olursa olsun kusura bakmayın diyerek yemeğimi açıp yiyor ve gün içinde 7 litre su içtiğim için devamlı tuvalete gitmek için izin istiyordum. İnsanlar bu adam deli diyordu ama sonucu gördükleri zaman neden yola çıktığımı hepsinin anlayacağına adım gibi emindim.


3. ayın başında biraz yorulmuştum ve geldiğim formdan biraz memnundum tam yavaşlamak üzereyken, Ajansımdan haber geldi, Mens Fitness dergisi seninle röportaj yapmak istiyor ve Ocak-Şubat ayları için kapak yapmak istiyorlar. Tamam dedim yeni bir hedef geldi...sanki ilk başladığım haftalardaki güç ve motivasyonumu yeniden bulmuştum. Yapacağım röportajda dertlerimi anlatacak, kapakta ise sizlere sonucu fiziksel olarak gösterecektim. Bu yüzden sizlere bu yazıyı şu anda yazıyorum ve Mens Health dergisine ve Mahmut Hayırlıoğlu'na bana yeni bir hedef verdikleri için teşekkür ediyorum.


3. ayın sonunda gerçekten beklediğim forma gelmiştim, Mustafa Yıldız ve Hasan Keçici ile son ölçüme geldiğimizde %23 yağ oranından %8'lere indiğimi gördüm. Bu gerçekten verilen tüm emeklerin karşılığında büyük bir lütuftu benim için. Hep beraber fotoğraf çekimine gittik, kapak fotoğrafı için kamera karşına geçtiğimde artık kendi formumu her gün gördüğüm için gözlerim körleşmişti ne zaman fotoğrafı çeken Cem Erturgay ve Harun Çeşme hocam gelsene formuna bir bak dediğinde ekranda gördüğüm fotoğrafı görünce gözlerim doldu ve tam o anda galiba ben bu işi başardım dedim.


Başta da söylediğim gibi hayatınızda mutlaka kendinize hedefler koymalı ve yolunuza çıkan tüm engelleri teker teker aşarak bu hedefe emin adımlarla ilerlemelisiniz. Ben bu süreç de çok engel ile karşılaştım, bazen çok yakınlarım bile yeter artık dedi ama ben ne istediğimi çok iyi biliyordum. Kendime güvenim ve en önemlisi saygım arttı. Bugüne kadar birçok hedefini başarmış 40 yaşında bir girişimciydim ama bu hedef gerçekten başarılması zor bir hedefti ve o fotoğraf bana çok şey anlattı. Belki bu bugün bu kapağı oğlum Emir evinde babamın gençliği diye kendi oğluna gösterecek, torunum ise bakıp bu benim dedim diyecek. Buda benim için herşeye değer...bundan sonra biraz hayatın keyfine vararak formumu korumaya ve sağlıklı yaşamaya devam etmek istiyorum. Çünkü fit olmak kısa mesafe bir koşu değil aslında bir maratondur, bende her yaşımda kendimin en iyi formuna girmek için elimden geleni yapacağım...hepinize sağlıklı, huzurlu ve hedeflere varacağınız bir yıl diliyorum!

18 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page